Geçenlerde bir televizyon kanalında yayınlanan “Teke Tek” adı programda (1) çocuklara uygulanan aşılar ile ilgili olarak ülkemizdeki “Aşı lobisi”nin bir numaralı temsilcisi, ismi var kendisi yok ‘Bağışıklama Danışma Kurulu'nun gedikli üyesi sayın Prof. Dr. Mehmet Ceyhan (MC) ve iki çırağı ile bu programı çok uzun bir süredir icra eden Fatih Altaylı kendilerince bazı mütalaalarda bulundular.
Bu konuda daha önce, muhtemel risklerine rağmen durumu ve dönen dolapları, derhal millî ve yerli bir program teşkil edilmesini, bu konunun askerî ve stratejik hususiyetleri bulunduğunu herkesin anlayabileceği bir dille anlatmaya çalışmış ve bu konuda bilhassa muhterem Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. Dr. Canan Karatay ve Asena Devlet'den doğrudan destek görmüş idim (2, 3, 4).
Mezkur programda tam da bu faaliyetimizin baskılanmaya çalışılması hiç de şaşırtıcı olmadı tabii!
Daha önce de bir yayın organında Rockefeller Tıbbının müdafileri (RTM) benzer görüşleri serdetmişler ve cevaplarını fakirden ve Ahmet Rasim hocadan almışlardı (5, 6, 7). Cevap verebildiklerine de rastlamadım.
Buna mukabil bu konuda en önemli merci olan ve bir türlü emin ve ehil ellere veril/e/meyen Sağlık Bakanlığı hâlâ kellim kellim lâ yenfa (anlatıyorum ama faydası olmuyor) pozisyonunda (8). Dünya tarihinde en uzun süre bakanlık yapan, kendisi bir çocuk doktoru olan sayın Prof. Recep Akdağ'ın dönemi olan 2011 yılında aşıların zorla uygulanması için yayınladığı genelgeyi linkden görebilirsiniz (9). Bu konuyu sayın MC'yi değerlendirirken tekrar ele almamız gerekiyor.
Yukarda adı geçen programın taraflılığını sunucunun kapanış cümlesi zaten açık etmişdi; (meâlen) “Programa aşı muhalifi neden çıkarmadın diye soruyorlar. Keyfimin kahyası mısınız?” Bu arkadaşı ‘Siyah' nezaketsizliği ile baş başa bırakıp Sağlık Bakanlığı'nda millî duyguları olup da fakirle temasa geçen bir bürokratın tabiri ile “görevden alınması oldukça zor” olarak tarif edilen sayın MC'a;
Bu programda da sorduğumuz suallere yine cevap vermediği gibi, devamlı aynı bilim ve/veya gerçek dışı iddialarını tekrarlamakdan öteye gidemedi (4, 10).
* Aşı karşıtları çocuklarını aşılatmazlar.
* Aşı karşıtları şöhret peşinde koşar.
* Aşı karşıtları ilaç endüstrisi ile ilişkilidir.
* Aşı yapılmazsa 14296 (rakamı unutmayın lütfen) kişi ölür.
* Aşı yapdırmamak taammüden adam öldürmek gibidir. Vs. vs.
* Aşı karşıtı bilim adamlarının özelliklerini anlatırken, “Aşı ve aşılama konusunda bilgileri yetersizdir (uzmanlık alanları o değil)”
* “Bunlar ne enfeksiyon hastalıkları uzmanı, ne halk sağlığı uzmanı, ne çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı, aşıyla ilgili bir konuda uzman değiller. Ama bir profesör, doçent titrleri var. Bunların hiçbirinin doğru dürüst bilimsel yayını da yok. Hekimin iyisini bilim camiası tanır, kötüsünü halk tanır. Yani vakitleri de var, uğraşıyorlar. Halka yaptırmayın dedikleri aşıları istisnasız kendi çocuklarına yaptırmış bunlar. Kaynakları genellikle tıp literatürü değil, sosyal medya bunların. Çünkü böyle bir literatür olamaz zaten, söyledikleri yalanın literatürü olmaz.” “Aşıya karşı pazarladıkları bir ürün var bunların [diyet, yayın, kitap, özel tababet gelirleri, şöhret/çok büyük bir arzudur”
Bunları söylediği esnada, gönüllü olarak aşı konusunda insanları bilgilendirmeye çalışan dünyada tanınmış Dr. Suzanne Humpries'i ismini vermeden pubmedde yayını olmadığını gösterdi.
Dr. Humpries bunu cv'sinde dürüstçe belirtiyor zaten.
Şimdi de yukardaki haksız, köksüz, yanlış ve taraflı cümleleri söylemese idi, kendisi hakkında değerlendirme yapmaya meslek haysiyetimin elvermeyeceği Sayın MC'nin cv'sini görelim; yayın belirtilmemiş (11). Kendisinin yapdığı gibi pubmedden bakalım; toplam 124 adet yayın var, çok güzel. Fakat o da ne? İlk yayını daha sadece 2002'de! Yani profesörlüğünü aldıkdan ancak yedi sene sonra dikkate değer bir yayın yapabilmiş!..
Bu yayınları incelemeden evvel bir de web of Science'dan atıf sayısına ve H indeksine bakalım; 2006'dan evvel hiç atıf almamış, burada yayın sayısı 101'e düşmüş ve H indeksi 14!.
İlki 2002'de yayınlanan bu yazılardan sadece 17'si aşılarla ilgili veya aşı konusundaki bir dergide yayınlanmış. Aşı ile ilgili ilk yayını oldukça yakın bir zamanda 2007'de, bir numaralı aşı dergisi Vaccine'de ama bir aşı firması olan Novartis desteğinde yapılmış (12). Bu noktada eczacı olduğu halde mikrobiyolog olarak tanıtılan ve emekli olduğunda aşı sektörüne transfer olan başka bir aşı bilim kurulu (bu kurulun adı devamlı değişiyor lakin üyeleri değişmiyor) üyesini hatırlayalım (13, 14).
Kendisinin iddiasının aksine, akademik olarak bu makalelerin hepsini okuyacak vaktimin olmadığını ama bir yazısının değerlendirmesini ve ülkemizde bir aşının takvime nasıl aldırdığının hikayesini ikinci bölüme bırakalım.
Kaynaklar:
1.https://www.youtube.com/watch?v=ZhXPLpF7aro
6.http://ahmetrasimkucukusta.com/2018/05/15/yazilar/tip-yazilari/asilar/sukut-ikrardan-gelir/
8.https://www.cnnturk.com/video/saglik/saglik-bakanindan-asi-aciklamasi
10.http://www.milliyet.com.tr/taammuden-insan-oldurmekten-gundem-2735302
11.http://www.hastane.hacettepe.edu.tr/115.html?drid=277
12.https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0264410X07008110?via%3Dihub
13.http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/07/15/misafir-yazar/bu-pilav-daha-cok-su-kaldirir/