İngilizce serbest Arapça yasak

İngilizce serbest Arapça yasak
30.06.2018 23:31:23

Devletin futbol sahalarına 'Arena', Ankara Ticaret Odası salonuna 'Congresium Ankara' AVM, siteler, markalar neredeyse tümüyle batı dillerinde yapılırken sessiz kalan kamu, Arapça tabelalar yaygınlaşınca birden bire aklına Türkçe geldi.

İstanbul'un Esenyurt bölgesinde belediyeye bağlı zabıta ekipleri, ilçeye yerleşen sığınmacıların kurduğu işletmelerde standartlara uymayan tabelaların sökümüne başladı.

Belediyeden yapılan açıklamada, gelişigüzel tasarlanmış, yabancı kelimelerin kullanıldığı, imla hatalarının olduğu işletme tabelalarının görüntü kirliliği oluşturduğu ve vatandaşların yazılanları anlamamaları yönünde şikayetlerin arttığı belirtildi.

Tabelaların yüzde 75'inin Türkçe olması gerektiğinin işletmelere duyurulduğu aktarılan açıklamada, Suriyeli firmaların kısa bir süre içerisinde tabelalarını talimata uygun olarak değiştirdiği, verilen süreye rağmen değişimi yapmayan esnafların iş yeri tabelalarının çıkartıldığı kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe, Türkiye'de yaşayan herkes gibi Suriyeliler'in de kanunlara uymak zorunda olduğunu belirtti.

Suriyeli esnafla ilgili bir diğer önemli konunun da Arapça yazılı tabelalar olduğuna işaret eden Alatepe, "İnsanlar burada ne yapıldığını, ne satıldığını anlamakta zorlanıyordu. Biz de tabelalar için yüzde 70 Türkçe yüzde 30 Arapça kelime uygulaması getirecektik. Bu arada hükümetimiz tabeladaki Türkçe oranını yüzde 75 olarak belirledi. Biz de kanuna uyarak yüzde 75 Türkçe oranında düzenlememizi yaptık" ifadelerini kullandı.

KONUYA DAİR BİR ARŞİV HABERİ

FATİH BELEDİYESİ'NDEN SKANDAL ARAPÇA YASAĞI

Fatih Belediyesi tarafından Suriyeli bir işletmeye gönderilen resmi yazıda Latin alfabesi dışındaki harflerin tabelalarda kullanımı yasaklandı. “Arapça, Farsça, Rusça vb. yazı kullanılmayacaktır” denilen yasaklamaya yönelik yabancı yatırımcı isyan etti. Altın veya gümüş renkli paslanmaz kulu harfler kullanılması zarureti getiren yasağa uymayan işletmenin tabelalarının söküleceği, haklarından suç duyurusunda bulunulacağı bildirildi

FATİH BELEDİYESİ'NDEN SKANDAL ARAPÇA YASAĞI

Kaderimizde bu günleri de görmek varmış 

YENİ SÖZ ÖZEL HABER

İNGİLİZCE SERBEST ARAPÇA YASAK

10 Kasım günü Türkiye'nin en büyük Arap lokantası olan Tarbuş Şam Osmanlı Lokantası'na yapılan teblîgatta, Fatih Belediyesi işletmenin Arapça tabelalarını sökmesini, 40 cm'den yüksek ise tabelalarını 40 santimin altına düşürmesini, harflerin altın veya gümüş renkli paslanmaz malzemeden olmasını, Latin alfabesi dışındaki Arapça, Farsça, Rusça vb. yazıların tabeladan 15 gün içinde kaldırılmasını istedi. Aksi halde tabelaların belediye tarafından sökülüp, haklarında adli makamlara suç duyurusunda bulunulacağını bildirildi.

SURİYELİ YATIRIMCI KIZGIN

Yeni Söz'e konuşan Tarbuş Şam Osmanlı Mutfağı işletmesi sahibi Muhammed Nizar Bitar, teblîgat karşısında şok geçirdiklerini ifade etti. 7 yıldır Türkiye'de faaliyet gösterdiğini anlatan Bitar şunları söyledi: “Avusturya'da Viyana, Fildişi Sahili gibi ülkelerin yanı sıra Aksaray, Taksim, Bayrampaşa, Başakşehir, Avcılar, Yalova, Safranbolu, Rize'de Ayder ve Trabzon olmak üzere 30 şubemiz var ve ilk kez böyle bir yazı ile karşılaştık. Tabelamız büyükse küçültelim. Sağlık şartlarını yerine getirmiyorsak gerekli her türlü müeyyide uygulansın. Tabelamızda Türkçe yoksa ekleyelim ama Arapça'nın yasaklanmasına anlam vermek, renklerimize kadar müdahale edilmesine anlam vermek mümkün değil.”

fatihbelediyesi-arapcayasagi

‘BEN OSMANLI TORUNUYUM, BU ÜLKE BENİM'

Türkiye'de 300'den fazla insanı istihdam ettiğini, 2'si dünya çapında patent olmak üzere, Türk Patent Enstitüsü'nden aldığı 32 marka tescilinin olduğunu aktaran yatırımcı Nizar Bitar, “7 yıldır yeryüzünün Cenneti Türkiye'de 560 işletmeden tedarik yapıyorum. Bu ülkenin vatandaşı değilim ama vatandaşı olmasam da bu ülke benim ülkem, burası dedemin ve benim devletim. Ben Türkiye için bırakın malımı, canımı bin kez seve seve veririm. Ben Osmanlı torunuyum. Benim dedelerimin Osmanlı hüviyetleri var” dedi.

‘GEREKİRSE ÇEKER GİDERİM'

Alman ve İtalyanların yanı sıra geçtiğimiz hafta da ABD Konsolosunun işletmesine gelerek kendisine “ABD'de yatırım yapma” davetinde bulunduğunu aktaran Bitar, “Teşekkür edip reddettim. Ama birileri bizden rahatsızsa ve ‘git' diyorsa işletmelerimi kapatır giderim. 27 yıldır Türklerle çalışıyorum. Türkiye içinde 6 milyon km yol yaptım. 11 bin özel resim çektim. Osmanlı mutfağını dünyaya tanıtmak için mücadele ediyorum. Türkiye'ye binlerce turist getirdim. “Yeryüzünün Cenneti Türkiye” isimli iki cilt eser hazırladım. Turizm elçisi ve ticaret ateşesi gibi çalışıyorum ama belediye benim tabelamla uğraşıyor. Çok üzgünüm” diyor.

FATİH BELEDİYESİ'NE SORUYORUZ

- Latin Alfabesi dışında alfabe kullanmak neden yasak?

- Şehirde Arapça tabela sadece bu işletmede mi var?

- İlçedeki başka hangi işletmelere “Latin alfabesi dışında yazı yazmak yasak” uyarısı yapıldı?

- Bu yasağın hukuki dayanağı nedir?

- Fatih İlçesindeki tüm işletmelerin tabelalarındaki Arapça, Farsça, Rusça, Yunanca, Japonca, Çin'çe isim ve tabelaları yasaklayacak mısınız?

- Bu kurala uyulmadığında adli ve idari makamlar hangi kanuna göre hangi cezayı uygular?

- Söz konusu işletme hakkında belediyenize şikâyet yapılmış mıdır, yapılmış ise kimlerdir?

- Büyükşehir Belediyesi'nin ilçeniz sınırları içindeki trafik tabelalarına eklediği Arapça ibareleri kaldırması için İBB'yi de uyarmayı düşünüyor musunuz?

-  İlçedeki tüm tabelaların altın ve gümüş renkli saclardan olması mı gerekiyor? Mesela yeşil, mavi, kırmızı renkli bankların tabelalarını kaldıracak mısınız?

- Çin bankası Türkiye'de faaliyet izni aldı. İlçenizde şube açmak isterse ve tabelasına Çince yazı koymak isterse izin vermeyecek misiniz?

- Arapça, Farsça, Rusya gibi lisanların alfabelerine yönelik özel bir husumetiniz mi var ki, sadece bu üçünü yazıp diğerlerini “vs” diyerek geçiştirdiniz?

‘BÜYÜMEMİZ BAZILARINI RAHATSIZ ETTİ'

İşletmelerinin büyümesinden sektördeki bazı çevrelerin rahatsız olduğunu belirten Tarbuş Şam Osmanlı Mutfağı işletmesi sahibi Nizar Bitar, “Hiçbir ülkeye gitme konusunda sorunu olmadığını” söylüyor ve “Gitmemizi istiyorlarsa gideriz. Size sormak isterim bu zulüm değil mi? Ses çıkarmayıp rıza mı gösterelim” diye soruyor. Sık sık ‘vatanım' dediği Türkiye ve Reis-i Cumhur Erdoğan'ı çok sevdiğini belirten Bitar, “Tescil edilmiş markamın kullanılmasına belediye nasıl karışır anlam verebilmiş değilim. Eğer Arapça kullanmak yasak ise TPE benim markamı neden tescil etti? Yasak ise bu yasak sadece Fatih ve sadece Suriye'den gelenlere mi has, bunu bana izah etmeleri gerekir” dedi.

ARAPÇA YASAĞI CHP İKTİDARINDAN YADİGÂR!

CHP'nin Türkiye'ye en büyük kötülüğü milleti İslam'dan uzaklaştırmak ve soğutmak adına yaptığı uygulamalardı. Bu kapsamda Kur'an öğrenimi 24 yıl boyunca resmi olarak yasaktı. Bu insanlık dışı, akıl dışı yasak 3 Mart 1924'te “430 numaralı yasa” ile başlamıştı. Kanun Arap harfleriyle yazılan kitapları da yasaklıyordu, nerede kaldı ki bir tabelaya Arapça yazı yazasın!

KUR'AN-I KERİM'E DAHİ YASAK KOYMAYA ÇALIŞTILAR

Mukaddes kitabımız, rehberimiz Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesi de “Tevhid-i Tedrisat” uygulamasıyla kaldırıldı. Bu zulüm 1948'e kadar aralıksız ve esnemeden devam etti. 15 Ocak 1949'da ilk kez İmam Hatip Kursları açıldı. Okullarda Kur'an-ı Kerim öğretilmesi ise 1950 yılında Demokrat Parti iktidarında başladı. Zulüm yıllarında Arapça ezan bile yasaktı ve 18 yıl bu yasak sürdü. Sözde Milli Şef İsmet İnönü, İcra Vekilleri Heyeti'nce 25/11/1944 tarihinde kabul edilen kararla "Elif Ba" ve "54 Farzı" yasaklamıştı.

UTANÇ YASAĞINDA ‘İSMET İNÖNÜ' İMZASI

1944 tarihli İsmet İnönü imzalı Bakanlar Kurulu kararında Hz. Muhammed'in (sav) doğumunu anlatan Mevlid-i Şerif ile namazın nasıl kılınacağını açıklayan “54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası” yasaklandı. İcra Vekilleri Heyeti'nce 25/11/1944 tarihinde kabul edilen kararda şu ifadeler yer aldı: “İstanbul Maarif Kütüphanesi'nin yayını olan 'Tam Mevlid-i Şerif' ile Burdurlu Abidin Kara Arslan'a ait İzmir Kültür Basımevi'nde yayımlanan, '54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası', 25 Kasım 1944 tarihinde yasaklanıyor. 1881 sayılı Matbuat Kanunu'nun 2657 sayılı kanunla değiştirilen 51. maddesine göre, İcra Vekilleri Heyeti'nce 25/11/1944 tarihinde kabul olunmuştur.” Belgede İsmet İnönü dahil 15 kişinin imzası bulunuyordu.

İMAM HATİP DÜŞMANLIĞI

CHP tek parti iktidarında, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile 1924'te kapatılan 900 medresenin yerine açılan 29 İmam Hatip Okulu'nu tamamen kapattı. 1931 ile 1950 yılları arasında imam yetiştiremedik. Bir İngiliz gazetesi . 1950 başında şunları yazdı: “Türkiye'de, cenazelerine namaz kıldıracak bir kişi bile bulamayan zavallı Müslüman köylüler, ölüyü namaz kılınmadan defnetmiştir.” CHP'nin 1947 yılında yapılan 7. Olağan Kurultayı'nda konu gündeme geldi.  CHP'li bir vekil, “Gençler, 'manevi gıdaya ihtiyacımız var, bizi Hıristiyan yapın' diyerek Mukaddes Kitaplar Şirketi'ne müracaat ediyorlar” ifadelerini kullandı. Dönemin Sinop vekili Vehbi Dayıbaş, “Kiliselere gidenler, orada ayin yapanlar kendi dinlerine ait bir şeyler okuyorlar. Bizim çocuklar ibadette ne okuyacaklar? İşte bu hususta çocuklarımıza bilgi verilmesini istiyoruz” dedi. Konuşmalar sonunda İmam Hatip Kursları adı altında, 9 aylık geçici kurslarda imam yetiştirilmesine karar verildi.

ARAPÇA TABELASI YASAKLANAN ESNAFIN EVİ SOYULDU

Fatih'teki lokantasına astığı Arapça tabelanın kaldırılması için Fatih Belediyesi tarafından uyarılan ve konu Yeni Söz'de haber olduktan sonra gündeme oturan Tarbuş Şam Osmanlı Mutfağı işletmesi sahibi Muhammed Nizar Bitar, dün de yeni bir şokla sarsıldı.

ARAPÇA TABELASI YASAKLANAN ESNAFIN EVİ SOYULDU

 Yeni Söz / Tevfik Şahin

Daha önce de farklı zamanlarda soyulan Bitar'ın evine yine hırsız girdi. ‘Yasak tabela' haberinin hemen ardından yaşanan hırsızlık olayı Suriyeli esnaftan başka herkesi şoke ederken, hırsızlığın gerçekleşme şekli ve evden alınan malzemeler de olayın ‘basit bir hırsızlık' olmayabileceği ihtimalini akıllara getirdi.

Yeni Söz'e konuşan Nizar Bitar, eve giren hırsız ya da hırsızların evde bulunan cep telefonu ve bilgisayar gibi değerli eşyaların yanı sıra bir miktar parayı aldığını söyledi. Hadisenin ilginç yanı ise, hırsızlar için değeri olmayan ancak Bitar için çok önemli belgelerin de hırsızlar tarafından götürülmüş olması. Hırsızlar evdeki kimlik ve pasaporta ise dokunmamış.

lokanta

Hırsızlar serbest bırakıldı

Bitar, eve neredeyse hiç zarar vermeyen hırsızların, işlerini çok profesyonelce hallettiğini belirtiyor. Zaten hırsızlık nedeniyle polise gitmemesinin bir nedeni de bu. Bir diğer gerekçe ise, daha önceki hırsızlık olaylarında yaşadığı mağduriyetler. Evi ve işyeri daha önce de soyulan Bitar, bir hadisede hırsızların yakalandığını, polisin gözü önünde kendisini tehdit eden hırsızların buna rağmen salıverildiğini söyledi. Bitar yeni bir mağduriyet yaşamamak ve bir sonuç çıkacağına inanmadığı için bu hırsızlığı ‘sineye çekeceğini' ve şikâyetçi olmayacağını söyledi.

Yaşadıkları bardağı taşırdı

Türkiye'de ticaret yapma konusunda direnen Bitar için son yaşadıkları bardağı taşıran damla olmuş. Tüm engelleme ve bürokratik yıldırmaların yanı sıra bir de hırsızlarla uğraşan Bitar, Türkiye'deki yatırımlarını sürdürme konusunda hevesinin kaçtığını söyledi.

Nizar Bitar, geçtiğimiz hafta Yeni Söz'e yaptığı açıklamada Alman, İtalyan ve ABD Konsoloslarında kendi ülkelerinde yatırım yapma daveti aldığını söyleyerek “Teşekkür edip reddettim. Ama birileri bizden rahatsızsa ve ‘git' diyorsa işletmelerimi kapatır giderim” demişti.

‘Büyümemiz bazılarını rahatsız etti'

İşletmelerinin büyümesinden sektördeki bazı çevrelerin rahatsız olduğunu da belirten Bitar, “Hiçbir ülkeye gitme konusunda sorunu olmadığını” belirtmiş ve “Gitmemizi istiyorlarsa gideriz. Size sormak isterim bu zulüm değil mi? Ses çıkarmayıp rıza mı gösterelim” demişti.

YORUM YAP