Cuma namazı kılınacak ve hazırlığımı tamamlayıp Cuma namazını kılmak üzere camiye giriyorum. Vaaz veriliyor ve boş bulduğum bir yerde namazımı kılabilmek için oturuyorum. İlk başta sigara kokusunu farketmiyorum ama saflar belirginleşmeye başladıkça, sigara içmeyen bir kişiye kapalı alanda kendini fazlasıyla hissettiriyor. Sigara kokusu o kadar yoğun ki, kendimi çöp bidonlarının arasında oturmuş kadar rahatsız hissediyorum.
Sigaranın haram mı, yoksa mekruh mu olduğu konusunda birçok fıkıhçı hâlâ görüş birliğine varabilmiş değil. Ancak şunu iyi bilmek gerekiyor ki, hem sağlığımız sigaradan fazlasıyla zarar görüyor, hem de içtimai hayatımızda rahatsızlık verdiğimiz kişi sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Her kim şundan yerse -ilk önce sarımsak dedi sonra sarımsak soğan ve pırasa dedi- mescidlerimize yaklaşmasın.” (Ebû Dâvûd, Etıme, 40) şeklinde bir tavsiyede bulunurken, bizlerin haram veya mekruh sayılabilecek sigarayı en azından namaz vakitlerine kadar içmemeyi düşünmemiz gerekmez mi?
Ülkemizde 2014 yılı verilerine göre 94,6 milyar adet sigara satılmış. Bunun karşılığı ise 4,73 milyar paket. Parasal değeri ise 34,6 milyar TL (12 milyar dolar). Ülkemizde 2014 yılı verilerine göre 20 milyon 220 bin adet hane bulunmakta. Ortalama olarak hane başına yıllık 233 paket sigara tüketimi düşüyor. Kaba bir hesapla 7 liradan hesaplarsak her aileye ortalama 1631 TL ekonomik yük biniyor.
2014 yılı verilerine göre sigara ihracatımız 44,7 milyar adet. Bu da 2,2 milyar pakete denk geliyor. Ancak ülkemizde tüketimi ne kadar yanlışsa, ihraç ederek başka ülke vatandaşlarını da zehirlemek de o kadar yanlış.
Biraz daha geriye dönersek Sigarayla Savaşanlar Derneği'nin açıkladığı rakamlara göre (sanırım bilgiler 2009 yılına ait) Buradaki bilgilere göre ülkemizde 23 milyon civarında sigara içicisi var ve bu içicilerin 3,5 milyon kadarı 11-19 yaş arası gençler ve çocuklar. 19 yaş altında kalanların günlük ortalama sigara tüketimi 5-20 adet arasında değişiyor.
Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre ise sigaraya verilen her 1 dolarlık bedelin karşılığında 1,5 dolarlık sağlık harcaması yapılıyor. Kimilerinin söylemine karşılık, devlet bu işten para kazansa bile yaptığı sağlık harcamalarıyla kat kat fazlasını harcıyor. Ayrıca sadece sağlık harcaması değil elbette yapılan. En bariz olarak görülenlerden biri de çıkan orman yangınlarının birçoğunun sigara kullanımına bağlı olarak çıkması.
Bakara Suresinin 195. ayetinde mealen “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” uyarısı yapılmaktadır ve bu ayetin çağımızdaki karşılığını bulduğu göstergelerde biri de sigara kullanımıdır. Sigarayı deneyen her 4 kişiden 3'ünün bağımlı hale geldiği yapılan araştırmalarla sabit.
Bir de ülkemizde kullanımı resmi istatistiklere girmeyen sarma tütün ve kaçak sigara kullanımı mevcut. Kaçak sigara ile mücadelede yapılan propaganda, alınan her kaçak sigaranın terör örgütleri ve illegal kuruluşların finansmanında rol oynadığı yönünde. Elbette bu doğrudur. Ancak, küresel sigara üreticilerinin satış yaptıkları ülkelerin mevzuatlarına göre vergilendirmeleri, onların üretim ve satışlarını meşru kılamaz, kılmamalıdır da.
Her ne şekilde üretilirse üretilsin, her ne şekilde satılırsa satılsın; sigara insanlığın en önemli düşmanlarından biridir ve hem üretimi, hem de tüketimi ile yoğun bir şekilde mücadele edilmelidir.