Can Kemal Özer

Dünya sezaryenle doğurdu doğuracak ama galiba çocuk piç

30.05.2016

Dünya şeytanî kargaşalara gebe. Dünyanın her yerinde her an her şey olabilir. Yaşanacak herhangi bir hadise sürpriz sayılmayacak kadar yakın duruyor.

Amerika'ya hâkim olan Yahudi zihniyet, Osmanlı'nın tarih sahnesinden el çektirildiği Birinci Cihan Harbi sonrasında oluşturulan devletlere bile tahammül edemiyor artık. Daha küçük devlet istiyor, kendine daha muti yeni kuklalar arıyor.

Terörü finanse ediyor. İktisadi buhranlarla insanlığı ve devletleri terbiye etmeye çalışıyor. Müzik, moda, eğlence, haz temelli yiyecek-içecekler ve futbol türü oyunlarla toplumları daha şiddetli bir biçimde uyuşturuyor. 

Ulus devletler istiyorlar, ama milli yönetimlere karşılar. Bu yüzden Mısır'da askeri, Brezilya'da ise sivil darbe yaptırdılar. Bolivya'yı da yemek istiyorlar.

2008 finansal krizinin Avrupa'daki baş aktörü İzlanda, bu krizden sorumlu tuttuğu küresel sermayenin temsilcisi 50 üst düzey işadamını yargılayıp hapse attırmıştı. Şimdilik ateşi sönmüşe benzeyen Panama belgeleri ile İzlanda Başbakanı David Gunnlaugsson'u istifa ettirdiler.

O belgeler ve başka nedenlerle, İngiltere Başbakanı David Cameron'a evinin yolunu gösteriyorlar. İngilteretek yol AB'den ayrılmak” diyerek büyük bir kampanya yürüten, Londra eski Belediye Başkanı Boris Johnson'a emanet ediliyor. Dünyanın en büyük hırsızı İngiltere'yi yeni düzende daha küçük bir rol bekliyor.

Özellikle savunma sanayiinde başlattığı hamle nedeniyle Türkiye terbiye edilmek isteniyor. Türkiye PKK'nın hendek savaşı ile meşgul edilirken, sınırımızda Arap dünyası ile karasal irtibatı kopacak bağımsız veya Suriye içinde şimdilik özerk devlet kurdurulmak isteniyor. Bu devletin yaşayabilmesi için de Suriye, Irak, İran ve Türkiye'ye muhtaç olmaması lazım. Bunun için de Akdeniz'e ulaştırılması şart. Amerika da Rusya da DAEŞ de bununla meşgul. İran'ın ahmakça katkısını da unutmamak gerek.

Gerginliği büyütme peşindeki İran, yeni bir Hac krizi peşinde. Suudi yönetimi, İran'ın her türlü isteğini kabul etmesine rağmen İran heyeti imza atmadan geri döndü.

Siyonist Reuters ajansı, Kral Selman'ın sonrasının derdine düşmüş. Kral ölünce oğlunun tahta çıkmasının Suud hanedanında kavgaya neden olacağı tezini işliyor. Suudi Arabistan'ı dört veya beş parçaya bölme planını ısıtıyor. Bu projenin İslam dünyasından destek alması, özellikle de İran'ın desteğinin sağlanması için Mekke ve Medine'yi kapsayacak bir “hilafet” devleti senaryosu yazılıyor.

Bu sözde devlet aynı zamanda müthiş bir Şii-Sünni yönetim ve nüfuz mücadelesinin fitilini ateşlemiş olacak.

Irak; Kürt, Sünni ve Şii devletler olmak üzere üçe bölünmek isteniyor. Bahreyn'i de, Şii Irak'a armağan edecekler. Arabistan'ın bir bölümünde Şii bir Arap devleti, hemen yanı başında ikiye bölünmüş Sünni Yemen, onun yanı başında bölünmüş Yemen'in Şii kısmı.

Mısır'a kurguladıkları rejim şimdilik devam edecek. Olurda yine Mursi benzeri bir kaza meydana gelirse Sudan ile savaş hazır. Libya zaten fiili işgale uğramış durumda, resmen de ilan edilmek üzere. Libya'dan en az üç, anlaşılmazsa dört devletçik çıkacak. Fas için de, bir Şii, Sünni bölünmesi unutulmuş değil.

Azerbaycan-Ermeni savaşı çok uzak gözükmüyor. Bu Rusya'nın da devreye girmesi anlamına gelir. Gürcistan ve Ukrayna zaten Rus işgali yüzünden fiilen bölünmüş durumda.

İngiltere'nin AB'den ayrılması, Birleşik Avrupa'nın çöp sepetine gitmesi demek. Silahlanmaya yeterince bütçe ayırmayan Avrupa ülkeleri, küresel düzencileri huzursuz ediyor. Almanya, Fransa ve Hollanda hem AB'nin dağılmamasını engellemek, hem de Avrupa Ordusu hamlesi ile silahlanma yarışına hız vermek istiyor.

Kıtalar ve mezhep/din savaşları için büyük ve iyi donanımlı ordular lazım. Avrupa Ordusu ile AB'ciler biraz nefes alabilirler. Avrupa halkları bu nefesten nasiplenir mi, işte orası meçhul.

Son olarak Katolikliğin merkezi İtalya'nın da katılmasıyla, gay, lezbiyen, homoseksüel, ensest türü sapık evlilikler Avrupa'nın tümünde yasallaştı. Aile sisteminin yok edilmesine izin veren toplumlar için oturup ağlamaktan başka bir yol kalmamış demektir. Frankfurt Okulu ile başlayan süreç tüm Avrupa'da tamamlanmak üzere demek ki.

Daha şimdiden Fransa'da müthiş bir kargaşanın provaları yapılıyor. Bu girişim ‘Hollande ayağını denk al' mesajından da öte kullanışlı maşa Yahudi kadının oğlu Sarkozy'i için seçim kampanyası mahiyetinde.

Irka ve Suriye sınırında karadan kuşatılan bir Türkiye, Türkiye'ye düşmanı ‘Ermeni-Kürt / ASALA-PKK devleti'ne razı olması mümkün olmayan bir şey değil. Bunun gerçeklemesi Türkiye'nin savaşa girmesinin kaçınılmazlaşması demek. ‘Ankara'nın bu husustaki stratejisi ne' bilmiyoruz. Diyarbakır'dan verilen kontrollü mesaja bakılırsa, PKK konusundaki başarı Ankara'nın stratejisinde belirleyici olacak.

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın, -ilki geçen Ekim 2015'de, ikincisi ise geçen hafta- Kuzey Irak'taki PKK kampları bombardımanına bizzat katılması, kime ve neye mesajdı bekleyip göreceğiz.

Netice itibariyle, dünya ve özellikle bölgemiz çok şeye gebe. Beklenen doğumun sezaryenle olacağı kesin kesin olmasına da, doğan gayri meşru çocukların hayırlı olmasını kimse beklemesin. Ayrıca bu dünyada galiba İsrail'e pek de ihtiyaç kalmayacak.

 

  1. serhat serhat

    Kaleminize sağlık

YORUM YAP