Masonların yayınlarına baktığımızda, Allah inancı olmayan birinin mason olamayacağı iddia edilir.
Yine iddialarına göre Musevi, Hıristiyan ve Müslüman olanlar mason olabilirler. O halde siz de haklı olarak ‘Mason Stalin hangi dine mensuptu' diye sorabilirsiniz.
Ancak şurası kesindir ki, masonların dini deizm... Peki, son günlerde de gündemden düşmeyen deizm nedir?
Deizm kelimesine ilk olarak, Calvinci Pierre Viret'nin 1564'de Instruction chrestienne (Cenova 1564) adlı eserinde rastlanır.
Herhangi bir dine mensup olmaksızın Allah'ın varlığını ve O'nun kâinatı yarattığını kabul eden ancak vahyi, ilahi kitapları, peygamberleri, ahiret inancını inkâr eden görüşe veya sapkın inanışa “deizm” deniyor.
Deistlik, Hıristiyanlar arasında ortaya çıkar. Tanımında da görüleceği üzere deistler aynı zamanda “ateist” İslamî ifadesiyle de ‘mülhit', ‘münkir' ya da ‘kâfir'dir!
Samuel Johnson'ın 1755'te yaptığı tanıma göre ise deizm; vahyedilmiş bir dine bağlı olmaksızın Allah'ın varlığını kabul etmekle birlikte, O'nun ilim ve irade gibi sıfatlarını reddetme, Allah'ın âlemde tesirleri gözlenen veya tezahür eden hikmet ve inayetinin bulunmadığına inanma, ahiret dâhil dinlerin itikad esaslarını i inkârın adıdır.
MÜSLÜMAN DEİST OLAMAZ, DEİSTSE MÜSLÜMAN DEĞİLDİR
Aslında lafı hiç uzatmaya gerek yoktur ki, kim deist olduğunu söylüyorsa açıktan veya davranışlarıyla, İslam'ın tevhid inancını ve iman esaslarını reddetmektedir. Dolayısıyla da Müslüman olarak görülemez. Kaldı ki kişi, İslam'ı ve Müslüman olmayı kabul etse zaten kendisini ‘deist' olarak tanımlayamaz.
Deizmin fikir babası, İngiliz Cherbury'li Lord Herbert iken, deist olduğunu ilk açıklayan kişi yine bir İngiliz olan Charles Blount'tur.
Bir de bilinmesi gereken “Teizm” vardır ki, bu da tevhid inancının Fransızca veya batılı felsefecilerin söyleme biçimidir. Görüldüğü üzere her şerrin altından çıkan İngiliz, bu alçaklığın da failidir. Ayrıca deizm sapkınlığının en yaygın olduğu yerin de İngiltere olduğu biliniyor.
Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman biri deist olabilir mi? Meşhur Voltaire, hem Cizvit yani bir Hıristiyan iken aynı zamanda da deisttir. Tıpkı Yaşar Nuri gibi…
İSLAM TEVHİD'DİR, ŞİRK İSE ŞEYTANIN YOLU
İslam bir Tevhid dinidir ve asla şirki kabul etmez. Oysa Museviler, Üzeyir (a.s.)'a, Hıristiyanlar ise İsa (a.s.)'a (hâşâ) “Allah'ın oğlu” dedikleri için aynı zamanda şirk üzeredirler.
Bir kişi Müslüman olduğunu söylüyor ise deist olamaz. Deist olduğunu söylüyorsa da Müslüman değildir.
Son zamanlardaki deizmin yayıldığı görüşü hem doğru, hem de yanlış...
Yanlıştır, çünkü kişiler eğitim hayatında karşılaştıkları sapkın fikirleri kavrayamadıkları ve Türkiye'de İslamî eğitiminde yetersizliği veyahut kifayetsizliği yüzünden pek çok kişi deizm görüşünü bilmeden savunmakta…
Doğrudur, çünkü akademik dünyada deizm yaygındır ve gençler çeşitli yollarla ifsad edilmekte...
KANT VE HEGEL YOLUNU İZLEMEYİN
David Hume, Immanuel Kant, Friedrich Hegel gibi batılı sapkın felsefecilerin şüpheciliği körükleyen görüşlerini okuyarak yoldan çıkmış bir takım “Müslümanlar” da bu sapkınlığı beslemekte.
Zaten üniversitelerimiz önemli ölçüde şeytanî fikirlerin sahiplerinin izini süren, görüşlerini benimseyen kimselerin kontrolünde. İtikadî görüşleri sağlam olanların ise hem sayısı az, hem de etkinliği son derece zayıf.
Hatta deizm düşüncesi ilahiyatlardaki ‘din felsefesi' derslerinde de okutulmakta...
Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Diyanet Dergisi'nde “Deizm, Ateizm, Nihilizm Kıskacında İnsanlık” konusu işlenmiş, ardından da deizm tartışması başlamıştı.
DEİST İLAHİYATCILAR
Habertürk'ten Kübra Par Coşkun, deist olan Prof. Dr. Yasin Ceylan ile deizm üzerine bir mülakat yapar. Bu mülakatı ilginç kılan şey, söylenenler değil, Ceylan'ın deist kimliğidir.
Medrese, İmam Hatip ve İlahiyatta okuduktan sonra deizmin yaygın olduğu Edinburg'da felsefe doktorası yapan Ceylan, burada İslam'dan ayrılıp, bilinçli bir şekilde deizmi seçer. Ceylan'ın hali az sayıdaki en müşahhas örnekliği oluşturması bakımından da önem arz eder.
Deizm propagandisti olan Ceylan'ın fikirlerinden etkilenen bir talebenin hocası gibi dinleri, özelde de İslam'ı “insan tabiatına aykırı” olarak tanımlaması karşısında günümüz eğitim sistemi içinde yapabilecek pek bir şey yok ne yazık ki!
Ölene dek sapık Moon örgütünün Türkiye temsilcisi olan mevta ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de deist olduğunu açıklamış, “Deizm” adlı bir kitap yazdıktan sonra ölmüştü. Bunlar deist olduğunu itiraf eden kişiler… Ya şeytanlığı yüzünden veya korktuğu için gizleyenler ama buna karşın deizm propagandası yapan daha kaç ilahiyatçı var acaba?
Bu yüzden Müslüman ailelerin saf temiz çocukları, dünya görüşü ve inancı ne olduğu bilinmeyen akademisyenlerin ocağına düşerse (ki hepsi düşüyor) deist de olur, ateist de!
TALEBELERE HOCA SEÇME HAKKI VERİN
O halde çözüm bellidir! Nasıl ki hastanın doktor seçme hakkı varsa, talebinin de inanç, görüş ve değerlerini bildiği hocaları seçme hakkı olmalıdır!
Cumhurbaşkanı'na, hükümete, YÖK'e ve Milli Eğitim Bakanı'na düşen görev, bu hakkı bütün talebelere sağlamaktır.
Ben, tarihimi bir Osmanlı ve İslam düşmanından, dinimi bir ateistten veya deistten, geleneğimi de bir batıcıdan öğrenmek mecburiyetinde değilim.
Böyle olmaya mecbur eden, benim yanlış yollara sapmamdan da mes'uldür.
Diyanet, sanki çok yaygın bir şeymiş gibi her köye “erken evliliğin yanlışlığını” anlatmaya gideceğine, bu gerçek meselelere kafa yormalı.
Diyanet, dayatılan gündemle değil, milletin dertleri ve öncelikleri ile meşgul olmalı. Diyanet'i akademisyenler yönetiyordu değil mi? Başka sözüm yok hâkim bey!
Yazılarınızın devamının gelmesine sevindim Kemal Bey. Ağzınıza sağlık. Yenisöz çok şey kaybetti. Siz olmayınca gazete bile almıyorum artık.