Suriye'ye ABD şemsiyesi altında birlikler gönderen S. Arabistan, BAE ve Mısır asker yeterli gelmeyince “fetvaları” devreye soktu. Bu ülkelerin fonlayıp lojistik destek sağladığı bazı Heyet Tahrir üş Şam (HTŞ) hücreleri, ÖSO'yu mürted ilan ederek çatışmasızlık bölgesi İdlib'e saldırılarını artırdı.
Türkiye, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki kararlılığını ortaya koyunca Suriye'deki birçok terör grubunu kontrol eden Amerika ve yandaşları İdlib'de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) içerisindeki bazı hücreleri devreye soktu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'a bağlı hareket eden HTŞ militanları, İdlib'de ÖSO kontrolündeki köylere saldırdı. İdlib merkezde suikast düzenleyen HTŞ'liler, kent civarındaki birkaç köyü ele geçirdi. Ankara ve Moskova yönetiminde güvenliğin sağlandığı bölgede HTŞ merkezli provokasyonların altından Körfez merkezli şer ittifakı çıktı
ÖSO'ya saldırı talimatı veren Ebu Hüseyin Ürdüni ile fetva sahipleri Ebu Yekzan El Mısri, Ebu Zubeyr El Gazzi, Daret İzze'ye düşman toprağını kurtarmış gibi öperek girdiler.
TOPRAĞI ÖPTÜLER
Türkiye'nin Suriye'deki en hassas noktası olan İdlib'i karıştırmak üzere görev üstlenen HTŞ içerisindeki Mısırlı Şer'iler grubu, ÖSO karşıtı fetva verdi. "ÖSO murteddir" (dinden çıkmış) denilen fetvada, "ÖSO'ya saldırmak, elindeki toprakları almak caizdir" duyurusu yapıldı. Ürdünlü olan ve DEAŞ'a yakınlığıyla bilinen HTŞ Askeri Sorumlusu Ebu Hüseyin Ürdüni'nin talimatıyla ÖSO'ya saldıran örgüt, Fırat'ın doğusuna yönelik tahkimatı engellemek üzere ÖSO'nun elindeki silahlara el konulmasını öncelikli hedef olarak belirledi. Açık olarak Türkiye'yi ve desteklediği ÖSO güçlerini hedef alan saldırılar artarken, HTŞ'nin şer'i sorumlularından fetvacı Ebu Yekzan el-Mısri, Ebu Zubeyr el-Gazzi ve HTŞ'nin askeri sorumlusu Ebu Hüseyin Ürdüni, Halep batı kırsalındaki Dar'ed Izze'ye girdikten sonra sanki düşman toprağını kurtarmış gibi yeri öperken görüntülendi.
HEDEF YİNE SOÇİ
BAE, Suud, Mısır ve İsrail'in Körfez'de yaptıkları gizli toplantıların ardından Amerika'nın planlarını uygulamak üzere harekete geçen şer güçlerinin büyük planının hedefinde; Türkiye'nin yönünü Münbiç ve Fırat'ın doğusundan uzaklaştırarak Fırat'ın batısına, İdlib'e çekmek, Esed rejiminin Rusya desteğiyle bölgeye saldırılarına zemin hazırlamak suretiyle Türkiye-Rusya ittifakını ve dolayısıyla Soçi mutabakatını bozmak, burada yeni göçlere yol açarak Türkiye'yi bir kez daha mülteci akınlarıyla vurmak var. Türkiye'yi Fırat'ın doğusundan uzaklaştırmak üzere hayata geçirilmek istenen planın ana oyuncusu HTŞ'deki birtakım hücreleri Suud ve BAE fonluyor. Suriye'de Türkiye'nin etkisini zayıflatmak isteyen ABD-İsrail kontrolündeki ittifaka, HTŞ'ye militan göndermek suretiyle Mısır ve Ürdün ise asker desteği sağlıyor. Fransa da bu ittifakın geri plandaki güçlü ortağı konumunda. ABD-PKK ittifakınca İdlib'e gönderilen yüzlerce DEAŞ'lının da yoğun olarak HTŞ içerisinde faaliyet gösterdiği biliniyor. Bu durum, İdlib'i HTŞ merkezli provokasyonlara açık hale getiriyor.
HAMLELER PEŞPEŞE
Geçtiğimiz günlerde bir Körfez ülkesinde gerçekleşen ve İsrail, Mısır, BAE ile Suud istihbarat şeflerini buluşturan toplantının içeriği de İdlib'deki son hamlelerin amacını ortaya koyuyor. Londra merkezi Middle East Eye adlı internet sitesinin yayınladığı haberde, toplantıyı yöneten Mossad Başkanı Yossi Cohen'in, "İran'ın gücü kırılgan, gerçek tehdit Türkiye'den geliyor" dediği vurgulanmıştı. İdlib'de bu gelişmeler olurken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun da sürpriz bir Ortadoğu turuna çıkışı dikkat çekti. Pompeo'nun Ürdün ile başladığı ziyaretler Mısır, Bahreyn, Katar, Suudi Arabistan, Umman ve Kuveyt ile devam edecek. Amerikan bürokrasisi bir süredir Körfez ziyaretlerinin yanısıra İsrail'le temaslarını en üst düzeye ulaştırmış durumda. Tüm bu temas trafiği, Suriye sahasındaki son gelişmelere yönelik Türkiye karşıtı ittifakı gözler önüne seriyor.
AKAR'DAN ŞOYGU'YA İDLİB TELEFONU
Öte yandan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede İdlib'deki son gelişmeler başta olmak üzere, bölgesel güvenlik konuları, Soçi'de imzalanan mutabakat kapsamında değerlendirildi.
Yeni Şafak